Aklıma Gelenler - 9

-
Aa
+
a
a
a

Bir tarafta yaşam ve öteki tarafta müzik sanatının kendine özgü ayrışık duruşunu irdelediğimizde, müzikle uğraşan kişilerin de kendi içlerinde farklı kategorilere bölündüğünü görebiliriz. Hatta bu farklı kategorileri müzik türü farklılığı gözetmeksizin daha çok davranış biçimi olarak netleştirirsek şöyle bir ayrışım ortaya çıkmaktadır:

1. Mütevazı, mülayim huylu, etliye sütlüye karışmayan sağlam müzisyenler,

2. Yaptığı işi dünyanın en önemli işi olarak görerek insanlara bir kaç metre yukarıdan bakarak dolaşanlar,

3. Müzisyenliği sağlam olmadığı için bunu etrafa sezdirmemek amacıyla biraz burnu büyüklük, biraz da dalgacı ve mizahi bir kişilik yapısına sahipmiş edasını çevreye hissettirmeye çalışanlar,

4. Sağlam bir müzisyen olmasına rağmen, sürekli asabi ve gergin davranarak çevresindekilere de yüksek voltajlarını bulaştırarak onları da geren ve hatta kitleyenler,

5. Müzisyenliği zayıf olduğu için kendini idareciliğe veren ve çevresinde iyi müzisyenlerin varolmasına tahammül edemeyen ve etrafındaki iyi ve üreten müzisyenleri uzaklaştırmak için onlara hayatı zindan edenler,

6. Yüzeysel müzik zevkine sahip olmalarına karşın medya ile iyi ilişkiler kurdukları için kamuya kendilerini olduklarından farklı bir düzlemde imiş gibi gösteren, eğer bir müzik okulunda öğretmen iseler, öğrenciye karşı kaba küstah ve ezici davranmaktan keyif alan, burnu büyük müzisyenler.

Böylesine farklı kişilikler paleti içinde bir arada yaşamaya çalışan müzisyenler dünyasında var olmaya çalışmak, var olduktan sonra da varlığınızı sürdürmeye çalışmak başlı başına büyük bir mücadeledir. Bu sebeple, bütünleşik bir müzik prensiplerine sahip olmak oldukça zordur. Her müzisyen genel anlamda ülkenin müzik sorunlarına, ülkedeki müzik eğitiminin şu anda var olan niteliğine bakarak, bu müzik eğitimi sisteminin nasıl güncel, akılcı, mantıklı çağın gereklerine ve ülke gerçeklerine göre nasıl yeniden düzenlenmesi üzerine fikirler üretirken zaman zaman birbirlerine yaklaşacak ve uzaklaşacaklardır. Ancak, Türkiye Müzik Sorunları başlıklı bir Kongre veya Sempozyum yapma görevi de müzik bölümü olan üniversitelere düşmektedir. Çünkü sorunlar tartışıldıkça aydınlığa çıkacak, aydınlığa çıktıkça da çözümlere yaklaşılacaktır.